2 Aralık 2008 Salı

Sallamsyon



Başlıktanda görüldüğü üzere, kendini bilmez, bilsede sallamaz bir yazı çıkmasını beklerken, insanın aklına türlü türlü konular geliyor, parmak uçlarındaki sinirler acaba yazma olayını mı tetikliyor?Tetikleyincede beyin ne yapsın, bir şeyler bulmak zorunda mı hissediyor kendini ne!!!

Karmaşık gibi görünen şu dünyanın basit düzleminde yol almaya çalışan bizler, asıl karmaşıklığı bu yazılarda mı yaşıyoruz??? Yaz(a)mayan lar da düşüncelerde mi yaşıyor acaba, çünkü çok basit gibi gözüksede sallamasyon bir yazıda ancak bu kadar kelimeler dökülüveriyor, türlü türlü konu dedik ya!


Birden gözüme sigaram ilişiverdi de, hasretliği bitirdim çakmak taşının aşkı ve gazın doyumsuz isteği ile.Çektim içime koca bir fırt!!!Oh öldü hücreler beynimde, zaten bu aralar pek de beynimizi kullanamıyoruz yurtdaş ve dünyadaş olarak, herkes tutturmuş kocaman olacam diye, kocaman olduk da kocayıverdik diyor kocaman olan kodaman amcalar, Eee nerede dünyanın espirisi, geriye dönüp baktığında, nerelerde eşsiz eserlerin...Of ya çok bilindik sözler bunlar daha iyisi olmalı diyor içimdeki ben.. Ama sallıyoruz işte, hayatın ucuna dokunabilir mi diye...

Bu aralar bir krizdir gidiyor ki, gördüğüm ne kriz var ne priz..Hep pehriz, hep pehriz...Alışveriş merkezleri hınca hınç dolu, alıyorlar, zengin daha zengin, aç daha aç krizi var gibi... Ama inanmıyor eşşek gözlüklüler, bir oyun olduğuna...Aç'a hergün kriz,hergün pehriz... Zar nasıl düşerse düşsün, sevilen hep aç!!!

1 yorum:

Patan dedi ki...

Hayatın amacı için "kubbede hoş bir sada bırakmak" der kimileri.. İnsan doğar, yaşar, ölür, kesintisiz bir süreçtir bu, geriye kalanlarsa ürettiklerindir, ürettiklerin zamanı aşabilir, Sokrates ölümünden 2400 sene sonra Türkiye diye bir devletin, İstanbul diye bir ilinin ücra bir köşesinde bir fabrika içinde adı anılıyorsa üretmesindendir, ürününün ölümsüzlüğündendir.
Yazmak, soyut üretmekte fevkalade bir yöntem, bildiklerini, düşündüklerini kağıda dökmek değil sadece, kafanın içindekilerin ne kadar flu olduğunun farkına varıp, bilgi, duygu ve düşünceleri belli bir düzleme oturtup sistematikleştirmek, hayata bakışı berraklaştırmak için bir araç aynı zamanda...
Anlatamama/ anlaşılamama kaygısı ya da okuyucunun konuya, düşünceye, hayata ilgisiz olması yazarı yıldırma potansiyeline sahip. Yazıda da değinildiği gibi tüketim üstüne dönüyor dünyanın çarkları, yerine birşey koymaksızın yiyoruz hayatın heybesinden. Yine de benliğin kendini tanıması ve özüne ulaşması için yılıp yorulmadan yazmayı, haddim olmadan, salık veriyorum.
Paylaşmak, teşhir etmek fırtınalı bir yol ama üstesinden geleceğine eminim. Yazara bu gemide, idrakin ve sistematik düşüncenin mavi limanlarına, durgun sularına doğru keyifli yolculuklar diliyorum... Selam ve muhabbetle..