20 Aralık 2008 Cumartesi

KARMAŞINGEN

Yazmak istiyorum, ama o kadar boş olduğumu hissediyorum ki ne yazacağımı bilmiyorum, bazen bildiğimi sansamda karar verme mekanizmam doğru zamanlı çalışmıyor bu aralar.

Hayata bakıyorum, sürekli bir yenilenme ya da gerileme içersindeler, gerileme derken aslında bu da bir yenilik oluyor, yaşanılan şeyler her nekadar birbirine benzesede sebep ve sonuç ilişkisi içersinde milyarlarca kombinasyona bölünüyorlar.

Doğuyor, öğreniyor, öğrenirken büyüyor, büyürken olgunlaşıyor, olgunlaşırken ise çocukluğumuzda ki saflığımıza dönme duygusu ile yanıp kavrılıyoruz.Ama bir türlü dönemiyoruz.Dönenlerede herhalde veli kullar diyorlar, aradaki tek fark ise idrak...

İdraktan alıkoyuyor, içine düştüğümüz vehim duygusu... Varolmayan şeyleri varmışcasına görüyoruz..Örneğin PARA.. basit bir kağıt parçasını put edinenlerle dolmuş taşmış dünyamız, araçtan çok amaca hizmet etmiş duygularımız, PARA nın vermiş olduğu güven, bazı mahalle arası sözlerle büyümüşüz " Cebinde ne kadar paran varsa, o kadar erkeksin ASLANIM" gibi...
İşte kavgamın bir bölümü bu...PARA...

Çok bilindik bir söz vardır, ya yemek için çalışırsın, ya da yaşamak için yersin... tamam hadi ben yaşamak için yiyorum diyelim, eee YAŞAM ne? Evin,işin,eşin,aşın olması mı? Bu kadar basit mi? Herkesin ağlaması, götünü yırtması, değer yargılarını bir köşeye bırakması( bu değer yargısı da ayrı bir olay, kime göre değer yargısı)...Kendimle çelişiyorum yazılarımda ve hayatta, aslında sorun burada.. düşündüklerimiz ve yaptığımız eylemler..hiç birbirine uymuyor, uyduranlar ise ya çok zengin, ya çok iyi, ya çok kötü, ya çok fakir...Ben ÇOOOOK istemiyorsam peki..!

Karışık bir yazı oldu... Affola!!!

1 yorum:

Yongarcı dedi ki...

Adamım, akça dediğimiz para bir kuruntudan(vehim)öte düşünmek gerekirse infâk/geçindirme, başkalarına pay verme olduğunda değerlidir.Bunun dışında bir değeri yoktur.

Sevgiler